İzmir’de yaşayan ve akciğer kanserine yakalanan Üzeyir Yaşar (80) ile meme kanserini yendikten sonra safra kesesi kanseri olan kızı Kadriye Avcı (45), kanserle mücadele ediyor. Daha önce bir kızını lösemi yüzünden kaybeden ve evlat acısı yaşayan Yaşar, kader birliği yaptığı kızının elini bırakmadığını belirtip, “Kızım olmadan olmaz. Senenin 365 günü bir gün görüşmediğimiz olmuyor. Evlat acısı yaşadım. Bir üzüntüyü daha kaldıramam” dedi.
Bornova ilçesinde yaşayan Akile, Adem ve Kadriye’nin babası Üzeyir Yaşar), büyük kızı Akile Yaşar’ı 1999 yılında 26 yaşında lösemi hastalığı ile mücadele ederken kaybetti. Kızının ardından 32 yıllık eşi Şerife Yaşar (55) da akciğer hastalığı KOAH yüzünden 2003 yılında hayata gözlerini yumdu. Diğer kızı Kadriye Avcı, ilk doğumun ardından 2006 yılında meme kanseriyle tanıştı. Uzun yıllar mücadele veren Kadriye Avcı, kanseri yenmeyi başardı.
Bu kez de 2021 yılında Üzeyir Yaşar, akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Üzeyir Yaşar, kanserle mücadeleyi sürdürürken, meme kanserini atlatan Kadriye Avcı 15 yıl sonra ikinci kez kansere yakalandı. Akciğer kanseriyle mücadele eden Üzeyir Yaşar ve safra kesesi kanseri teşhisi konulan kızı Avcı el ele kanserle mücadele etmeye başladı. Ege Üniversitesi (EÜ) Anatomi Ana Bilim Dalı’nda personel olarak çalıştıktan sonra emekli olan Üzeyir Yaşar, “2021 yılında akciğerler, sol üst köşede kitle tespit edildi. Yapılan biyopsinin ardından ameliyat oldum. Uzun süre hastanede kalıp, taburcu olduktan sonra 8 kür kemoterapi gördüm. Şimdi 6 ayda bir kontrollere gidiyorum” dedi.
‘CENAZE ARABASINI KABRE GÖTÜRMEK İSTEMEDİM’
Evlat acısı yaşadığını ve acısının hala taze olduğunu anlatan Yaşar, kader birliği yaptığı kızının elini bırakmadığını belirtip, “Büyük kızımı, 2 yıl EÜ Hastanesi’nde tedavi gördükten sonra kaybettim. Onun yaşaması için Türkiye’nin farklı illerinde tedavi için koşturduk ama kurtaramadık. 4,5 sene sonra eşimi kaybettim. Kızım Kadriye de meme kanseri oldu. Onun tedavisini yaptırdık. Kızım olmadan olmaz. Senenin 365 günü bir gün görüşmediğimiz olmuyor. Evlat acısı yaşadım. Bir üzüntüyü daha kaldıramam. Kızım vefat ettikten sonra cenaze arabasını kabre götürmek istemedim. Bir kürek toprak üzerine atamadım. 5 yıl, gün aşırı kabristana gittim. Hayatta olanlara Allah sağlık versin. Diğer kızımın da oğlumun da sağlıklı yaşamalarını isterim” diye konuştu.
‘ŞÜKREDİYORUM ÇÜNKÜ ÇARESİ VAR’
İki çocuk annesi, ev hanımı Kadriye Avcı da babasını kaybetme korkusu yaşadığını söyleyerek ona gözü gibi baktığını dile getirdi. Oğlu Ege, 13 aylıkken göğsünde oluşan yara üzerine kanser ile tanıştığını kaydeden Avcı, 1 yılı kemoterapi, ışın tedavileri ve ameliyat ile geçirdiğini ifade etti. Avcı, “Şükürler olsun onu atlattım. Onkolojideki kontrollerim 10 yıl devam etti. Yılda iki kez kadın doğum, bir kez de mamografi kontrollerine devam ettim. 1,5 yıl önce mide ağrısı nedeniyle gittiğim hastanede safra kesemde taş çıktı. Karın boşluğumdaki kitle tesadüfen ortaya çıktı. Kanser 2022 yılında tekrarlamış oldu. Ameliyatla kitle alındıktan sonra onkolojideki süreç devam etti. Akıllı ilaç kullanıyorum. 3 ayda bir kontrollere gidiyorum. 1,5 yıl sonra inşallah ilacı bırakacağım. Bu hastalık anne olunca daha da zor. Tıp ilerledi, diyorum. 15 yıl önce daha ağır geçmişti. Şükrediyorum çünkü çaresi var” dedi.
‘ANNEM SIRDAŞIMDI AMA HER İŞİMİ BABAMLA YAPARIM’
Babası Üzeyir Yaşar’ı sağ kolu gibi gördüğünü anlatan Kadriye Avcı, anne kaybını da yaşadıktan sonra babasına daha çok bağlandığını belirtip, “Babamı kaybetme korkusu yaşadım. Ablamın hastalık sürecinde 17 yaşındaydım. Ondan sonra annemi kaybettik. Babamla birbirimize çok bağlıyız. Kavga ederiz ama hiç küsmeyiz. Küçük bir çocuğum var. Babamın yanında hastaneye her an gidemiyorum ama elimden geleni yapıyorum. Evde yalnız kalmasını istemiyoruz ama yanımızda yaşaması için razı edemiyoruz. Onun kontrollerini takip ediyorum. Doktora gideceği günleri biliyorum. Birbirimizi hep ararız. Yalnız gidemem, beni babam götürür, randevularımı alır; hep beraberiz. Evimde yaptığım yemekleri kavanoza koyar babama gönderirim. Benim için çok önemli. Annemi kaybettim çok üzüldüm. Babam benim sağ kolum. Bir şey olsa önce babamı ararım. Annem dert ortağımdı, sırdaşımdı ama her işimi babamla yaparım” diye konuştu.
‘BİR AİLENİN BİRBİRİNE DESTEĞİ ÖNEMLİ’
Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) İzmir Halkla ilişkiler Koordinatör Yardımcısı Gamze Berçin Edirne ise kanser hastalığıyla birlikte mücadele eden baba-kızın çok güçlü olduğunu dile getirip, “Üzeyir amca ile Kadriye Hanım zor bir süreçten geçiyor. Kanser hastalığı ailenin farklı üyelerinde de görülebilir. Moral, motivasyon kanserin tüm türlerinde çok önemli. Bir ailenin birbirine desteği önemli. Üzeyir Bey ve Kadriye Hanım kader birliği yapmışlar. İkisi de sağlığına kavuştu, kontrolleri devam ediyor. Bizler de onların güzel haberlerini aldıkça LÖSEV olarak mutlu oluyoruz” dedi.