Aydın’ın Germencik ilçesinde çevrecilerin başvurusu üzerine geçen yıl temmuz ayında Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileri tarafından, jeotermal santral yakınındaki 4 bahçedeki artezyen sulardan tahlil için alınan numune sonuçlarında çok yüksek oranda bor, demir, alüminyum, çinko, selenyum, krom, bakır gibi ağır metallere rastlandı. Geçen mart ayında çıkan analiz sonuçlarıyla ilgili açıklama yapan Germencik Çevre ve Doğa Derneği (GERÇED) Başkanı Halil Çetinkaya, “Sudaki kirlilik değerleri binlerin üzerinde çıktı. Uzmanların bize aktardığına göre su değil zehir akıyor. Yeraltı suları zehirleniyor. Bizim bunca mücadelemiz boşuna değil. Aydın’daki çevreciler olarak jeotermal santrallerinin Aydın’da yarattığı tahribat nedeniyle ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı” dedi.
Germencik Çevre ve Doğa Derneği üyeleri jeotermal santralleri nedeniyle bölgedeki tarımsal sulamada kullanılan artezyen kuyulardan çıkan suların kirlilik oranın yüksek olduğunu iddia ederek geçen yıl temmuz ayında Aydın Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat’a iletti. Arat, DSİ yetkililerinden bölgedeki kuyulardaki suların analiz edilmesi istendi. Devlet Su İşleri 21. Bölge Müdürlüğü’ne (DSİ) uzman ekipler jeotermal santrallerine yakın olan Alangüllü ve Hıdırbeyli mahallerindeki 4 artezyen kuyudan analiz için su numunesi aldı. Alınan sular Türkiye Standartları Enstitüsü’nde (TSE) incelemeye alındı. Geçen mart ayında çıkan inceleme sonuçlarını İçişleri Bakanlığı Bilgi Edinme, İstatistik ve Protokol Daire Başkanlığı’na müracaat ederek öğrenen Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil Çetinkaya ve Basın Sözcüsü Metin Aydın, sonuçların kamuoyundan saklandığını iddia etti. Çetinkaya, analizlerde normal değerlere oranla demirin 20 bin kat, alüminyumun 7 bin 500 kat, arseniğin 5 bin 300 kat, lityumun 5 bin, molibdenin 4 bin 300, manganın 4 bin 300, kurşunun 2 bin 900, nikelin 1900, kromun 400, baryumun 250, selenyumun, kobaltın 60, çinkonun 15, borun 8 ve bakırın ise normalden 2 kat fazla çıktığını kaydetti.
‘AYDIN’IN TOPRAĞI VE BİTKİ ÖRTÜSÜ ZEHİRLENİYOR’
GERÇED Başkanı Halil Çetinkaya, “Germencik’in çeşitli noktalarındaki sondaj kuyularından analiz için numuneler alındı. Yapılan incelemelerde durumun çok vahim olduğunu gördük. Sudaki kirlilik değerleri binlerin üzerinde çıktı. Uzmanların bize aktardığına göre su değil zehir akıyor. Yeraltı suları zehirleniyor. Bizim bunca mücadelemiz boşuna değil. Aydın’daki çevreciler olarak jeotermal santrallerinin Aydın’da yarattığı tahribat nedeniyle ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Bölgemizde haddinden fazla yapılan jeotermal santrali, kapasitesinin üzerinde yapılan jeotermal sondajlarının bir an önce durdurulması gerekiyor. Re enjeksiyonlardan kaynaklı yeraltı suları ve toprağın kirlenmesine neden olanlar araştırılmalı. Yeraltı sularının bu tehlikeden kurtulması gerekiyor. Bu tesislerin nehirleri, çayları ve yeraltı su kaynaklarını kirlettiğini defalarca söyledik. Ancak şu ana kadar hiçbir önlem alınmadı. Aydın halkı olarak bizler zehirleniyoruz. Aydın’ın toprağı ve bitki örtüsü zehirleniyor” dedi.
‘TÜM CANLILAR İÇİN CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI DOĞURUR
GERÇED Basın Sözcüsü Metin Aydın ise “Aydın, yüksek tarım potansiyeline sahiptir. Su ise Aydın’daki tarım için vazgeçilmez bir faktördür. Büyük Menderes Havzası’nda tarımsal sulamada kullanılan en önemli şekli artezyen kuyularıdır. 2010 yılında yapılan araştırmalarda Aydın’da 15 binin üzerine artezyen kuyusu olduğu saptandı. Farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda Aydın’daki artezyen kuyularında bazılarında çok yüksek oranda bor, nitrat, nitrit ve amonyak saptandı. Bu çalışmalar DSİ ve Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapıldı. En yüksek nitrit ve nitrat Alangüllü bölgesinde saptandı. Yeraltı sularının varlığını ve geleceğini endüstriyel, kentsel atık sular, jeotermal akışkanlar, tarım ilaçları ve hayvansal atıklar tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle yeraltı suları kullanılamaz hale gelmektedir. İncir ve zeytin bahçelerinde olan bu kuyular, jeotermal santrallerine 200 ila 400 metre yakınında bulunmaktadır. Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından çıkan analiz sonuçları içme suyu yönetmeliğine göre yapılmaktadır. Bu bölgede bir bilim adamının yaptığı çalışmada da jeotermal santrallerine yakın incirlerde yüksek miktarda ağır metal olduğu saptandı. Bu bölgede bir bahçede 500’e yakın incir ve zeytin ağacı kurudu. 5 yıl geçmesine rağmen bu bahçeden halen ürün alınamamaktadır. Bu bölgedeki incir ve zeytin ağaçlarının kuruma tek nedeni ise yeraltı sularındaki bor seviyesinin diğer bölgelere göre daha yüksek olmasından kaynaklıdır. Bu tablo Aydın’da yaşayan halkın ve gıda güvenliğinin çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığının bir göstergesidir. Ağır metallerle kirlenen yerüstü ve yeraltı suları bu topraklarda yetişen tarımsal ürünleri tüketen insanları dahil tüm canlılarda ciddi sağlık sorunları yaratma potansiyelindedir” şeklinde konuştu.