Artık dolandırıcılık eski dolandırıcılık değil… Kapı çalıp kaba kuvvetle değil, kravatla, güler yüzle, “efendim” diyerek cebinize uzanıyorlar. İşin en acı tarafı da bu: Kibar görünümlü dolandırıcılık.
Geçtiğimiz aylarda klimayı bir evden diğerine naklettirdik. Servisi çağırdık; “kablo yetersiz, şu lazım bu lazım” derken 8 bin TL fiyat çıkardılar. Yaptıkları iş de düzensizdi, başka usta çağırmak zorunda kaldık.
Geçen gün kombimiz arıza yaptı. Servis geldi; “kart yanmış, garanti de bitmiş, maliyeti 20 bin TL, parayı peşin vereceksiniz, kombiyi de alıp götüreceğiz” dediler. Kabul etmedik, 650 TL servis ücreti ödeyip gönderdik. Ertesi gün kombiyi açtık: sıcak su akıyor, yani arıza falan yok. Eğer inanıp kabul etseydik, hem paramızdan hem kombiden olacaktık.
Bu örnekler tekil değil; toplumda yüzlerce, binlerce insan aynı yöntemle soyuluyor. İnsanların bilgisizliğinden, çaresizliğinden faydalanıyorlar. Kimi “uzman” kisvesine bürünüyor, kimi “acil çözüm” diyerek paniğe sürüklüyor. Ortak nokta şu: Cebinizden parayı nasıl alırım, diye her yolu deniyorlar.
Şunu açık söylemek lazım: Bu ülkede bir şeyden anlamıyorsanız, dolandırılmaya adaysınız.
Denetimsizlik, caydırıcı olmayan cezalar ve tüketici haklarının yeterince işletilmemesi yüzünden, bu sistematik sömürü çarkı dönmeye devam ediyor.
O yüzden vatandaş olarak hepimiz uyanık olmalıyız. Yazılı teklif almadan, fatura istemeden, ikinci bir görüşe başvurmadan cebimizden para çıkarmamalıyız. Çünkü güvenmek artık lüks; hele ki tatlı dil ile gelenlere güvenmek en büyük tehlike.
Kibar görünen bu düzenbazlara karşı tek çaremiz, sorgulamak, itiraz etmek ve bilinçlenmek. Aksi halde her servis çağrısı, cüzdanımızı boşaltacak bir tuzağa dönüşebilir.
Unutmayın: Kibarlığın arkasında vicdan değil, bazen sadece sizin paranız vardır.