Aydın’ın sıcak güneşi bile artık eskisi gibi içimizi ısıtmıyor.
Çünkü vatandaşın cebine giren para, her geçen gün biraz daha eriyor.
Pazarda, markette, manavda fiyatlar adeta yarışa girmiş durumda.
Sanki etiketler rüzgârla birlikte uçuşuyor; her sabah bir yenisi asılıyor raflara.
İncirliova pazarında dolaşırken bir teyze şöyle diyordu:
“Evladım, geçen hafta aldığım zeytinyağını bu hafta yarı miktarda alamıyorum.”
Bu söz, aslında Aydın halkının içinden yükselen ortak bir feryat.
Zam sadece ürünlerde değil, umutlarda da yaşanıyor artık.
Bir emekli kahvede otururken çayını yudumluyor ama ikinciyi söylemeden önce düşünüyor.
Gençler iş bulma umuduyla büyük şehirlere gitmek istiyor, ama orada da geçim derdi aynı.
Küçük esnafın yüzü gülmüyor; siftah yapmadan kepenk kapatan dükkanlar her gün çoğalıyor.
Oysa Aydın, bereketli toprakların, alın terinin ve emeğin şehridir.
Bu şehirde sabahın ilk ışığında tarlasına giden çiftçi,
akşam evine dönerken kazancıyla ailesine bir sofra kurmak ister.
Ama bugün o sofra, her geçen gün biraz daha küçülüyor.
Yine de Aydın halkı dimdik duruyor.
Çünkü burada insanlar, ne zorluğu ne de umudu bırakmayı bilir.
Ama bir gerçek var ki; umut, sürekli zamlarla sınandığında dayanmakta zorlanıyor.
Artık zamlarla yarışan değil, umutları yeşeren bir Aydın görmek istiyoruz.
Bir gün gelecek; pazar yerinde “bu hafta fiyatlar düşmüş” denildiğinde,
işte o zaman bu şehrin yüzü gerçekten gülecek.
Kalın sağlıcakla….













