Bugün sokakta yürürken yüzlerinde heyecanı, gözlerinde ise geleceğe dair bin bir hayali gördüğümüz gençler, aslında bu ülkenin en büyük gücüdür. Kimi üniversiteye adım atıyor, kimi iş hayatına hazırlanıyor, kimi de sanatın, sporun ya da bilimin peşinden koşuyor.
Ama bir gerçek var ki gençlik sadece “yarın” değil, aynı zamanda “bugün”dür. Onların fikirleri, enerjisi ve cesareti, bugünü daha yaşanabilir kılıyor. Ne yazık ki gençlerin sık sık “sabırsız” ya da “tecrübesiz” diye küçümsendiğini görüyoruz. Oysa bu sabırsızlık, aslında yenilik için bir itici güçtür. Tecrübesizlik ise öğrenme arzusunun ta kendisidir.
Biz büyüklerin görevi; gençlerin yoluna taş koymak değil, onlara ışık tutmaktır. Fikirlerini dinlemek, hayallerini önemsemek, onları kendi bildiğimiz kalıplara sıkıştırmaya çalışmamak… Çünkü gençlik, bir ülkenin geleceğe yazdığı en güçlü mektuptur.
Unutmayalım, bugünün gençlerini anlamak demek, yarının daha umutlu, daha üretken bir toplumunu inşa etmek demektir.